Giriiş:-

Sanayi çağının başlangıcından bu yana, ampuller tüm zamanların en etkili icadı olmuştur.Ateş dışında elektrikle çalışacak sürekli bir ışık kaynağına sahip olmak, insanlığın gelişimi için dev bir adımdı.Elektrik ve ışıklar konusunda bir zamanlar olduğumuzdan şimdi olduğumuz yere kadar uzun bir geçmiş var.

Elektriğin, pilin ve elektrik akımının icadı insanlık için bir nimetti.Ay görevi için buharla çalışan motorlardan roketlere kadar her kilometre taşını elektrik gücüyle başardık.Ancak elektriği kullanmak için, dünyanın kaynaklarının o kadar çoğunu tükettiğimizi öğrendik ki, başka güç kaynakları aramanın zamanı geldi.

Elektrik üretmek için su ve rüzgar kullandık, ancak kömürün keşfiyle yenilenebilir kaynakların kullanımı azaldı.Daha sonra, 1878'de William Armstrong, akan sudan elektrik üreten ilk suyla çalışan türbini yarattı.Yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili en büyük sorun, kurulumunun çok uzun sürmesi ve yine de çok az enerji vermesidir.

Burada, modern dünyada “Doluluk Tasarrufu” ve “Gün Işığından Yararlanma” terimleri mevcuttur.Enerji kullanımını kaydetmeye ve azaltmaya yönelik yeni yöntemleri öğrenmek için makalenin devamını okuyun.

Gün ışığından yararlanma:-

Aklı başında herhangi bir insana, tamamen gün ışığı alan ev ile yüksek binaların gölgelediği ev arasında hangisini tercih edeceğini sorarsanız, gün ışığı alan evin daha verimli olacağı cevabını alırsınız.Bunun arkasındaki sebep, ışık sağlamak için güneş üstünüzdeyken elektrik ampulleri için endişelenmenize gerek olmamasıdır.

Gün ışığından yararlanma, basit bir ifadeyle, evin aydınlatılması için doğal güneş ışığının kullanılmasıyla enerji tasarrufu olarak kabul edilir.Yapı ve sensörlerle ilgili terimi ayrıntılı olarak anlayalım.

Mimarideki Değişiklikler: -

Ampul yerine doğal güneş ışığını kullanarak enerji tasarrufu sağlayabileceğimizi yeni öğrendik.Yani bu, yapay ışık yerine güneş ışığını seçme meselesidir.Ancak beton ormanın içinde, özellikle alçak alanlarda, orada güneş ışığının çok az olduğunu görebilirsiniz.

En üst katlarda bile gökdelenler birbirini çevreleyerek güneşi engellediği için güneş ışığını yakalamak bazen zorlaşıyor.Ancak günümüzde evler tasarlanırken duvarlara ve tavanlara yapıştırılan pencereler, paneller ve yansıtıcı aynalar bulunmaktadır.Bu şekilde, enerjiyi verimli bir şekilde korumak için maksimum ışığı evin içine yönlendirecektir.

Fotosel:-

Fotosel veya fotosensör, bir odanın aydınlatmasını algılayabilen bir cihaz türüdür.Bir ampule bağlı ortam ışığı sensörleri vardır.Fotoselin ne olduğunu anlamak için basit bir örnek verelim.Telefonunuzu manuel parlaklıktan otomatik parlaklığa değiştirdiğinizde, telefonun parlaklığı ortamdaki ışığa göre ayarladığını görürsünüz.

Bu özellik, ortam ışığının bol olduğu bir ortamda her bulunduğunuzda sizi telefonun parlaklık seviyesini manuel olarak düşürmekten kurtarır.Bu sihrin nedeni, telefonunuzun ekranına, ışık miktarını toplayan ve buna göre elektriği ileten belirli fotodiyotların yapıştırılmış olmasıdır.

Aynısı, ampullere uygulandığında, enerji tasarrufu için harika bir yol olacaktır.Ampul ne zaman yanması gerektiğini algılar ve böylece dünya çapında uygulanırsa sayısız dolar tasarruf edebilir.Bu cihazın bir diğer önemli özelliği de insan gözü için gerekli olan ışık ve parlaklığı taklit edebilmesi ve buna göre çalışmasıdır.Fotosele eklenen bir diğer cihaz ise doluluk sensörüdür.Bunun ne olduğuna dair daha derine inelim.

Doluluk sensörleri:-

Banyolarda, koridorlarda ve konferans salonlarında yanıp sönen kırmızı ışıklar görmüş olmalısınız.Devletin insanları gözetlediği yerlerde bir casus kamera olması gerektiğini düşünmüş olabileceğiniz zamanlar olabilir.Hatta bu casus kameralarla ilgili birçok komployu tekmeledi.

Hayal kırıklığına uğrasan da bunlar doluluk sensörleri.Basitleştirmek için, yanından geçen veya belirli bir odada kalan insanları algılamak için tasarlanmıştır.

Doluluk sensörleri iki tiptir:-

1. Kızılötesi sensörler

2. Ultrasonik sensörler.

3. Mikrodalga sensörleri

Aşağıdaki gibi çalışırlar: -

1. Kızılötesi sensörler:-

Bunlar temel olarak ısı sensörleridir ve bir kişi geçtiğinde ampulü yakmak için elektriği açmak üzere tasarlanmıştır.Isıdaki küçük değişiklikleri algılar ve böylece odayı aydınlatır.Bu sensörün en büyük dezavantajı, belirli bir opak nesnenin ötesini algılayamamasıdır.

2. Ultrasonik sensörler:-

Kızılötesi sensörlerin dezavantajlarının üstesinden gelmek için, ana şaltere ultrasonik sensörler takılır.Hareketi algılarlar ve ampulü açan elektriği iletirler.Bu çok şiddetli ve katıdır ve hafif bir hareket bile ampulü yakabilir.Güvenlik alarmlarında da ultrasonik sensörler kullanılmaktadır.

Sensörlerin kullanımı söz konusu olduğunda, büyük ölçüde ikisi aynı anda kullanılır ve birbirine bağlanır, böylece aydınlatma en aza indirilebilir ve enerji tasarrufu sağlanabilir ve ayrıca ışığa ihtiyaç duyduğunuzda rahatsızlık olmaz.

Sonuçlar:-

Enerji tasarrufu söz konusu olduğunda, araba kullanmak yerine kısa bir mesafe yürümek, ihtiyaç olmadığında klimayı kapatmak gibi küçük adımlar bile çok önemlidir ve çok yardımcı olur.

İnsan hatası ve ihtiyaç olmadığında ışıkların kapatılmaması nedeniyle, koridorun belirli bir bölümü veya banyo gibi belirli bir süre ihtiyaç duyulan yerler için elektrik faturasının yaklaşık %60'ının tasarruf edilebileceği tahmin edilmektedir.

Herkes, doluluk ve fotosel gibi sensörler içeren aydınlatmalar kurmaya söz vermeli çünkü bunlar sadece tasarruf sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda düşük enerji tüketimi ve verimli kullanımla çok daha parlak bir gelecek için bize yardımcı olacaktır.